58 YILDIR KAPISINDA BEKLETİLİP, SÜRÜNDÜĞÜMÜZ (AET, AT, AB) AVRUPA BİRLİĞİ TÜRKİYE’Yİ AHLÂKSIZCA SÖMÜRÜYOR VE KENDİ
MENFUR ÇIKARLARI UĞRUNDA PASPAS GİBİ KULLANIYOR..
AB, Gümrük Birliği ve Kıbrıs (KKTC) ile ilgili genel görüşme yapılan TBMM Genel Kurulunda Erkan Mumcu Şöyle dedi: ''Yassıada mahkûmları, Mahmet Celâl Bayar, Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan, boyunlarında idam fermanı asılı olduğu halde, idam için
götürülürken bile AB fikrini tartıştılar. (31 Temmuz 1959 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti, o zamanki adıyla Avrupa
Ekonomik Topluluğu’na (AET) ortaklık için başvurdu. Türkiye, kurulmasından
sadece 19 ay sonra, 31 Temmuz 1959'da Dönemin Başbakanı Sayın Adnan Menderes ve
Dışişleri Bakanı Sayın Fatin Rüştü Zorlu’nun girişimleriyle, AET’ye ortaklık
başvurusunda bulundu.) Menderes, AB'ye o zamanki adı Ortak Pazar'a, o dönem
müracaat etmişti. AB, Türkiye'nin önünde en az 50 yıllık proje. Bu uğurda
verilmiş emekler var. Boyunlarına idam fermanı asılan ve demokrasi şehidi
olarak tarihe geçen bu insanlar, ölüme giderken bile Avrupa Birliği'ni konuşuyorlardı.
Bunlar, hiçbir zaman abuk sabuk politikalar içinde olmadılar.'' (TBMM
Tutanakları, Anavatan (ANAP) Genel Başkanı ve parlamenter Erkan Mumcu)
YÜZ MİLYARLARCA DOLAR
ZARARIMIZ VAR. AB KAPANINDA ALEYHİMİZE KULLANILAN GÜMRÜK BİRLİĞİNDEN HEMEN ÇIKALIM. ZARARIN NERESİNDEN
DÖNÜLÜR İSE KÂRDIR.
Türkiye'nin büyük bir gafletle, ciddi ve milli bir araştırma yapmadan, balıklama atlayıp, diğer bütün Avrupa Birliği (AB) Üyeleri gibi "önce tam üye olmadan veya kesin tarih alıp, tam üyeliği garanti etmeden girmek" dalaletini gösterdiği menfur tuzak Gümrük Birliği'nin Türkiye ekonomisinde neden olduğu kayıplar raporlaştırıldı. 2017 yılında revize edilmesi beklenen anlaşma, dış ticaret açığının temel sebebi olarak görülüyor. Türkiye'nin refah seviyesini artırması beklenen anlaşmasının aksine azalttığı tespit edilirken, ticaret etkisinin de Türkiye aleyhine işlediği açıkça belirlenmiş durumda. Yine Gümrük Birliği, Türkiye'nin büyümesine de herhangi bir katkı sunmadı.
AB 58 YILDIR TÜRKİYE'Yİ “BÜTÜN ŞARTLAR UYGUN OLMASINA RAĞMEN” DAHİL ETMEDİ
AB'ye üye olmadan Gümrük Birliği'ne giren ilk ülke olma özelliği taşıyan Türkiye'ye, Gümrük Birliği her ne kadar ekonomik entegrasyon anlamında artılar getirse de AB'nin üzerine düşen görevleri yerine getirmemesi sonucu verim alınamadı. AB'nin üçüncü ülkelerle yaptığı serbest ticaret anlaşmalarına Türkiye dahil edilmedi. Türk taşımacılara karayolu taşıma kotaları uygulaması sürdü. Kota geçiş ve belgesi sınırlamaları malların serbest dolaşımı ilkesi karşısında engel olarak Türkiye'nin karşısına çıkarıldı. AB'nin bu uygulamalarını Başbakan Binali Yıldırım, son olarak TÜSİAD toplantısında yaptığı konuşmada, “Bize madik attılar" sözleriyle gündeme getirdi.
GÜMRÜK BİRLİĞİ'NİN ÜLKEMİZDEKİ YATIRIMA KATKISI OLMADI. YARARDAN ÇOK ZARARI OLDU TAMAMEN AVRUPA'YA ÖZELLİKLE DE ALMANYAYA YARADI
ihracattaki artışın fazla olması iki taraf arasındaki dış ticaret dengesinde Türkiye aleyhine olan durumun Türkiye lehine dönüşmesini sağlayamadı. Aksine Türkiye'nin AB(15) ile olan dış ticaretinden kaynaklanan dış ticaret açığı 1995-2010 yılları arasında yaklaşık 2 kat arttı. Türkiye'nin AB(15) dışındaki ülkelerle olan dış ticaretinden kaynaklanan açık ise yaklaşık olarak 6 kat arttı.
Türkiye'nin büyük bir gafletle, ciddi ve milli bir araştırma yapmadan, balıklama atlayıp, diğer bütün Avrupa Birliği (AB) Üyeleri gibi "önce tam üye olmadan veya kesin tarih alıp, tam üyeliği garanti etmeden girmek" dalaletini gösterdiği menfur tuzak Gümrük Birliği'nin Türkiye ekonomisinde neden olduğu kayıplar raporlaştırıldı. 2017 yılında revize edilmesi beklenen anlaşma, dış ticaret açığının temel sebebi olarak görülüyor. Türkiye'nin refah seviyesini artırması beklenen anlaşmasının aksine azalttığı tespit edilirken, ticaret etkisinin de Türkiye aleyhine işlediği açıkça belirlenmiş durumda. Yine Gümrük Birliği, Türkiye'nin büyümesine de herhangi bir katkı sunmadı.
AB 58 YILDIR TÜRKİYE'Yİ “BÜTÜN ŞARTLAR UYGUN OLMASINA RAĞMEN” DAHİL ETMEDİ
AB'ye üye olmadan Gümrük Birliği'ne giren ilk ülke olma özelliği taşıyan Türkiye'ye, Gümrük Birliği her ne kadar ekonomik entegrasyon anlamında artılar getirse de AB'nin üzerine düşen görevleri yerine getirmemesi sonucu verim alınamadı. AB'nin üçüncü ülkelerle yaptığı serbest ticaret anlaşmalarına Türkiye dahil edilmedi. Türk taşımacılara karayolu taşıma kotaları uygulaması sürdü. Kota geçiş ve belgesi sınırlamaları malların serbest dolaşımı ilkesi karşısında engel olarak Türkiye'nin karşısına çıkarıldı. AB'nin bu uygulamalarını Başbakan Binali Yıldırım, son olarak TÜSİAD toplantısında yaptığı konuşmada, “Bize madik attılar" sözleriyle gündeme getirdi.
GÜMRÜK BİRLİĞİ'NİN ÜLKEMİZDEKİ YATIRIMA KATKISI OLMADI. YARARDAN ÇOK ZARARI OLDU TAMAMEN AVRUPA'YA ÖZELLİKLE DE ALMANYAYA YARADI
ihracattaki artışın fazla olması iki taraf arasındaki dış ticaret dengesinde Türkiye aleyhine olan durumun Türkiye lehine dönüşmesini sağlayamadı. Aksine Türkiye'nin AB(15) ile olan dış ticaretinden kaynaklanan dış ticaret açığı 1995-2010 yılları arasında yaklaşık 2 kat arttı. Türkiye'nin AB(15) dışındaki ülkelerle olan dış ticaretinden kaynaklanan açık ise yaklaşık olarak 6 kat arttı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder